Ey okur!
Sen, evet sen! İçinde bir merak var ki, bu yazıyı okumaya başlamışsın, potansiyel sahibi bir insan için de bu gerekmez mi zaten?
Unutma ki, senin yavaş yavaş okuyarak düşünmen, bütün alemlere açılmanın
anahtarıdır ve böylece kendin kendine keşfedersin birçok şeyi. Bu
olmadan benim yazım bir hiçtir çünkü. Bu sebeple hiçbir zaman sıkmayız seni, hazır düşünceyi değil öz'ü veririz senin kendi çıkarımlarını sağlaman adına. Teknik bilgi ve bunun kalabalığı bir düşman. sebebi ancak; karmaşıklığın, saflık yanında; esas olay'ı yakalamaya bir engel teşkil etmesi. Fakat şu da bir gerçek ki, anlam her zaman ayrıntıda saklıdır, ne var ki; bu vakti herkes, ancak kendine harcar... Bundan dolayı sen bizden ve herkesten hariç;
Sen her zaman derine in, başkalarının inemediği kadar... Fazlasını keşfetmek uğruna..
Ve sen hep yüksekten uç, en BÜYÜK FOTOĞRAF'ı görebilmek için...
Şunu bil ki, bir gerçeği neresinden bakarsan bak, değiştiremezsin, ancak bakan kimseyi manipüle edersin ki, herkese uygularsan, zaten gerçekleri değiştirirsin. Gerçekler belki sabittir ama, insanların doğruları daima hareket halindedir, görüleni değil, görüneni gerçek saymamızın sebebi, insanların sadece gördüklerini, bildiklerini mutlak kabul etmeleridir. Sen, doğruları hep yaradandan kabul et ki, şaşmayasın, zira hakiki gerçeğe ancak her şeyi bilebilen sahiptir. Ve test et istersen, ben gibi sen gibi, savunduklarımızı gösterebilmek diğerlerinden kolaysa bunun ispatıdır, ama ne yazık ki günümüzdekilerin gözleri hep perdeli...
Şu yazı dahil hepsini tam oku ki, yanlış anlamayasın yazılanları zirâ sonraki cümle öncekini tersleyebilir, dünya düzenlerinde de bu hep görülmemiş midir zaten, sistem daima varlığını koruyabilmek için öncekine karşı zıt bir duruş sergiler...
Daim güncel olacak şu blog'a koyduğumuz yazılar hayal veya teori olsaydı, anlayacaksın zaten, yapboz parçaları böylesine oturur muydu? Ve hala okumaya devam eden genç, buraya kadar gelebildin ki sabırlıymışsın, bir dava adamının en önemli sıfatı bu değil midir zaten? Gençsin, çünkü içinde bir hazine yatıyor.
Başkalarına anlattıklarını, kayboldukları anda durdurmazsan, bardaklarına o anlığına dolduktan sonra döktüğün her damla ile taşacak ve sahip oldukları bilgiler daha eklediklerinle iyice karışacak, aynen koyulurken henüz dolmayan fakat ağzına kadar köpük olan bardak gibi.. Söylediklerimiz hastalara mahsus bir asit içerir çünkü, önyargıyı yakarken köpükler saçar...
Daha iyi olmak için, daima risk içindesinizdir, bazen daha iyiye sahip
olmak için, elinizdekileri takas etmek durumunda kalırsınız, zarara
uğrama riskiniz her zaman söz konusudur, sen burada elindeki zaman ile,
doğru çıkabilecek veya doğruya ulaştırma potansiyeline sahip bilgileri
takas edeceksin. Zaman ise, neden değerlendirebildiğinde en
değerlisidir, biliyor musun? Çünkü zaman, sana bağlı her şey olabilme
potansiyeline sahip durumları, sende ortaya çıkarabilecek bir
potansiyel’dir.
O zamanı kullanarak elde edeceğiniz bir bilgi, tabi ki sizin
kapasitenize bağlı olarak, bir fiziksel,
bir zihinsel güce, daha iyi anlamanızı sağlayabilecek veya daha
yeni bilgiler öğrenebilme ihtimali doğuracak bir bilgiye ve manevi güce DÖNÜŞEBİLİR! Zaman
da, potansiyellerin kaynağı olayların tükettiği yakıttır. Gücünüzü iyi değerlendirmelisiniz ve edineceğiniz bilgilerin
ne hakkında, neler olduğunu bilerek okumalısınız ki, aleyhinide bir güce
dönüşmesin. Ve yine SEN kardeşim, bütün bunları anladıysan, bizim ve KENDİNİN ihtiyacı olduğu yegane kişisin.
Yeryüzü hangi olaylara ev sahipliği yapacaksa, hepsinin arka planını yöneten fikir ve inançları açıklıyor olacağız bunun yanında hiçbir zaman görüşünü şu an ile kapatmayacağız, sebepleri saklayan geçmiş ile derinliği farkedebiliriz zira; bütün farklı sonuçları doğuruyor olan geleceği de, değiştirmek amacıyla.. Öndeyken hızlı yürüyebilmek başarının ta kendisidir! Ve kendinden daha büyük bir başarıya götürür. Ve şuan sen çok öndesin!
Saygılarımla,
Esasolay.blogspot.com
31 Aralık 2013 Salı
