5 Aralık 2014 Cuma

Bi baksana

Şunun hakkında biraz düşünmeni istiyorum, tam da senin gibi düşünebilse aslında herkes bu konuları, Şunu kastettim, herkes senin gibi, başkalarının kendinden daha iyi veya bir konuda üstün olduğunu kabullenip te ona göre düşünse. Ben yapamıyorum çoğunlukla açıkçası. Şu iki maddenin üzerinde biraz durursan, önemli hususlara değinip kendine pay çıkarabilirsin. Kısacası yazmaya üşeniyorum ama sen düşün yani.

- Alışmaya alıştırdığın ve,

-Benimsemeyi benimsettiğin

bir toplumu yönlendirmenin önüne herhangi bir engel çıkabilir mi?

29 Kasım 2014 Cumartesi

DİSE - Medya ile Toplum Yönetimi - 1

Selamın aleyküm,

Büyük bir kozdur, dünyayı yönetenler için medya... Kendi tabirimle kitle imha silahları olan bu grup ile, ciddi oyunlar oynayabilir, derin komplolar kurabilirsiniz. Zira medya, size yapmanız gerekeni söyler, bilmeniz gerekenden haber verir. Bu sebeple değil midir medyanın istediğini sorgulamamızın gerektiği... Toplum mühendisliğinin bir aracı olan, sürülerin amaçlarının, bildiklerinin, bileceklerinin ve hayatlarının ne olduğunu belirleyen bir silah, sizce "nükleer" bir nitelik taşımaz mıdır? Hmm, 1995 illuminati kartlarında da geçiyor muydu yoksa?

Hmm acaba bunu niye buraya koydu ki la? Medya mı bu ne?
Yakın tarihimize de göz geçirsek, medya denilen araçların ne kadar etkili olduğunu insanlar üzerinde, görmemek mümkün değildir. Başta medyanın etkisini gösterdiği en eski zamana gidebilmek için, etkili medya ne ile ne zaman başladı, ona bakalım. Hmmm, ne olabilir acaba? İnternetten önce televizyon ve daha önce de radyo, en öncesinde ise gazete olduğunu varsayarsak medya, matbaa ile başlamıştır, öyle değil mi? Zira matbaa ile eskisinden çok daha fazla kişilere de bilgi aktarılabildi. El yazması kitapların çok az kişide olduğunu var olduğunu ve bunun sebebi olarak ta çok az sayıda kimsenin uzun vakitlerde yazı kaleme aldıklarını da göz önünde bulundurduğumuz zaman ciddî mânada bir farkı, matbaanın getirdiğini söyleyebiliriz. Daha kısa süre, daha fazla bilgi ve DAHA ÇOK İNSANa ulaşıldı. Bu büyük gelişmede medya kendisini oluşturup büyütmeye, ve insan üzerinde olan etkisini hatta psikolojik baskısını günden güne daha fazla arttırdı. Öyle bir hal aldı ki, insanlar, normalde olduklarından uzaklaşmasalardı, daha fazla zarar görüp, neredeyse yok olacaklardı. Şundan bahsediyorum örneğin o matbaalardan çıkan bilgileri insanlar olması gerektiği gibi yapıp, matbaadan basılan nesneye aktarılan bilgileri oluşturan adamlara güvenipte okudukları şey herneyse onu kabul etselerdi bu sefer bu matbaanın gidişatını belirleyen kimselerin eline düşmüş olmaz mıydı? Bilgiler, düşünceleri oluşturur, düşünceler mukayese edilerek ve yine doğru olduğu BİLİNEN doğrulara göre doğru kabul edilen bilgilere göre tartıldıktan sonra ancak bir insan karar verebilir, ve bu karar o kadar önemlidir ki, senin zihniyetini, kişiliğini, davranışlarını, yapacaklarını, tarafını belirler. Öyleyse yanlış bilgi, eşit kollu kıyaslama terazisindeki kütlesi yanlış bir nesne gibidir. İşin içine sıçar kısacası yanlış bilgi.. Neyse, sonuçta bu yanlış bilgiler, zihinlerdeki algıyı da değiştiriyor, algı ile olaya bir bakış açısı kattığımız haberleri de manipüle ediyor. Çok sakat. İlk gazete ne zaman çıktı bilmiyorum, bakmayacağım da internetten, çok fazla hayattan sıkılmış düzen tarafından hayat için bir yaşama isteğim bırakılmadığından dolayı merakım da kalmadı.
Ama tahminlerimce matbaaların günlük basılabileceği kadar ucuz, hızlı, içindeki bilgileri kısa vakitlerde yazacak birden fazla yazarın olduğu, sayfaları dolduracak kadar kıyamet alameti şeklinde bir sürü haber ve olay, ve bu olayları yorumlama yeteneğine ve niteliğine sahip kimselerin yeterince sayıda olduğu zaman ancak gazete basılmaya uygun ortam ve ihtiyaç bulunabilmiştir diye düşünüyorum.
Bunları da geçelim şimdi, yine bu konuda pek fazla teknik bilgiye sahip olmadığımdan size tarihi olaylar gösterip, bunların gazetelere yansımasını belgelerle gösteremiyorum, ve yine bazı gastelerin, sahiplerinden kaynaklanan, kendileriyle gerek bilgi gerek tarih çelişkilerini de veremiyorum, kusura bakmayın canlar ama ne yapalım olay bu, hiç olmazsa iki lakırtı etmiş oluyoruz değil mi? Belki ileride.. Ama neden bu konuda bir yazı yazıyorum onunda bilincine sahip değilim. Mana yazısında kendimden yeterince bahsetmiştim zaten, okusanız anlarsınız belki. Ama durun durun, hiç olmazsa iki örnek verelim bu kadar da olmaz di mi? Örneğin, Adnan Menderes zamanındaki gazetelerin manşetlerini inceleyebiliriz. Veya daha sonra gezi parkını, darbeleri, tabi yine yabancı basına girmemek şartıyla.. O zaman beni seneye 2. yazıyla bekleyin derim. Şimdi belki yazı yarım kaldı ama, olsun tamamlayacağım inşaallah, bu arada şu başlıkdaki dise'nin açılımı Dİplerde Seyehat Ederken' sadece edindiğim gözlemleri söyler, araştırmada bulunmaz ve yazı üslubuna dikkat etmem bu yazılarda.. Sıkıntılıyım.

Saygılarımla,

Esasolay.blogspot.com

25 Ekim 2014 Cumartesi

Bilgi - Zaman ve Potansiyel ilişkisi


“Daha iyi olmak için, daima risk içindesinizdir, bazen daha iyiye sahip olmak için, elinizdekileri takas etmek durumunda kalırsınız, zarara uğrama riskiniz her zaman söz konusudur, sen burada elindeki zaman ile, doğru çıkabilecek veya doğruya ulaştırma potansiyeline sahip bilgileri takas edeceksin. Zaman ise, neden değerlendirebildiğinde en değerlisidir, biliyor musun? Çünkü zaman, sana bağlı her şey olabilme potansiyeline sahip durumları, sende ortaya çıkarabilecek bir potansiyel’dir. O kadar güçlü ama o kadar güçlüdür ki, potansiyel bir potansiyeldir, o zamanı kullanarak elde edeceğiniz bir bilgi, sizin kapasitenize bağlı olarak, bir fiziksel güce örneğin bir silaha, zihinsel bir güce örneğin daha iyi anlamanızı sağlayabilecek veya daha yeni bilgiler öğrenebilme ihtimali doğuracak bir bilgiye, dolayısıyla yine hayatına, fiziğe yansıyabilecek bir güce, hadisleri kendinize örnek olarak ahlakınızı yükseltmek gibi bir manevi güce DÖNÜŞEBİLİR! Zaman da, potansiyellerin kaynağı olayların tükettiği yakıttır. Zaman olmasa bu yüzden, insan için bu dünyada, potansiyelin olma ihtimali yoktur, ki olsa da anlamı hiçtir, zaman içerisinde kullanılamadıktan sonra...Bu yüzden bu gücünüzü iyi değerlendirmelisiniz ve edineceğiniz bilgilerin ne hakkında, neler olduğunu bilerek okumalısınız ki, aleyhinide bir güce dönüşmesin“



Saygılarımla,

Esasolay.blogspot.com

21 Temmuz 2014 Pazartesi

Maddde Nedir ?



Herkese merhabalar, Bugün düşünce gücü ve yapabilecekleri kategorisi altında olan makalelerin girişini yapacağız. Düşünce konusuna geçmeden önce olayı tam olarak kavrayabilmek için maddenin ne olduğunu bilmek gerekir, sakın ben zaten biliyorum diye geçme bu yazıyı, zira klasik bir tanımlama yapmayacağız, kopyala yapıştır da yapmayacağız, gerçek anlamıyla derinden düşüneceğiz maddenin ne olduğunu. Ayrıca bizzat kendim yazacağım bu makaleyi de, her yazıda olduğu gibi..



http://i.imgur.com/94eUG69.png

 İsterseniz başta Wikipedia'da ki tanımını verelim ve bu tanımı yorumlayalım ;

Madde ya da özdek, uzayda yer kaplayan (hacim), kütlesi olan tanecikli yapılara denir. 5 duyu organımızla algılıyabildiğimiz (hissedebildiğimiz) canlı ve cansız varlıklara denir.

Evet, wikipedia'ya ve modern (!) bilime göre maddenin tanımı böyle !
Doğrudur, fakat bana kalırsa tamamiyle değil, zira eksikleri var. Daha ilerisinde de elektron, proton ve nötron'dan oluştuğu yazıyor. Neyse, bırak şimdi yorumu, bir daha tanımlayabilecek miyiz, ona bakalım.


http://wallpoper.com/images/00/44/27/20/particles_00442720.jpg



Şimdi, etrafınıza bir bakın, gördüğünüz her şey madde'dir değil mi? Zira biz MADDE BOYUTUndayız ve maddi boyutta maddeler vardır. Ve insan gözünde; ışığın madde'ye çarpıp, yansıttığı renklerin göze uğramasından ve daha sonra beynin onu yorumlamasından, bizim tabirimizle "Görme" denen olay meydana gelir. İşte bundan dolayıdır ki, insan gözü sadece maddî, yâni Madde'lerden oluşan cisimleri görür. O zaman Her şey Maddedir, yorumunu YAPAMAYIZ çünkü, madde dışında bir şey algılayamazsan, madde'den başka bir şey yok, diyemezsin. Ve Sadece Görüğümüz şeyler maddedir yorumunu da yapamayız, zira göremediğimiz maddeler de olabilir, sen sadece onu göremediğin veya algılayamadığın için madde demiyorsun. O halde, Gözümüzle Gördüğümüz Her Şey Maddedir Ve Madde sadece algıladıklarımızdan ibaret değildir, belki de duyularla algılayamadığımız maddeler olabilir. Evrende veya dünyada her şey madde değildir. Zira evrende farklı boyutlar da olacağından, o boyutlar maddeden tamamen farklı şeylerden oluşacaktır, zaten büyük ihtimalle farklı boyutlarda hiç madde olmayacaktır ve bu boyutlar tamamiyle bizim algımızın dışında "ŞEY"'lerden oluşacaktır. Örneğin, düşünce kategorisinde anlatacağım "Astral Seyehat", Astral Boyutta, ruh ile gezinmedir, astral boyutu fiziki gözümüz ile görmemiz mümkün değildir, A.S. 'de iken 3.göz denilen ruhun gözü ile görürüz. Bu da farklı boyutların olacağının sadece bir kanıtıdır. Evet, az önce etrafına baktın diye umuyorum, iyi bakmadıysan bir daha bak öyle buraya gel, yoksa birazcık daha fazla olsun anlayamazsın. Evet, dedim ki, bu gördüklerinin hepsi maddedir, peki o zaman "madde nelerden oluşur?" sorusunu soralım. Örnek olarak, ahşap bir sandalyeyi alalım. Peki, bu sandalyeyi "Ne?" oluşturuyor, veya "Hangi" parçalardan oluşuyor? Sandalyenin, Tahta parçalarından, Kumaş kesitlerinden, Yapıştırıcı veya çivilerden oluştuğunu söyleyebiliriz. Tamam, bu parçalardan birini ele alırsak, örneğin bir tahta parçasını, Bu Nelerden Oluşuyor? Sen bu işin nereye varacağını biliyorsun (atom) belki ama, bilgi tazelemekte fayda vardır, profesör olsan bile, aradan farklı konuları bağladığım için, atlarsan bazı şeyler kaçırabilirsin. Devam.. Bu tahta parçası - Zaten Büyük İhtimal Sunta Olacak Ama - küçük kıymık parçacıklarından oluştuğunu biliyorsun, buna da tamam. Ve bu kıymıklar da nonilyonlarca atomdan oluşuyor! Zaten ilkokul bilgisi! Peki ya, soruyorum, bu atomlar nelerden oluşuyor ?! Zaten ortaokula gittiysen onu da bilirsin! Elektron, proton, nötron.. Ivır zıvır sayarsın ezberlediğin kelimeleri! Hatta ve hatta atom'un çekirdeğinde neler olduğunu da yazarsın, üstüne teknik bilgi de verirsin.. Hatta ben sana bu işin sonu nereye varır diye sorduğumda da daha alt parçaları sayarsın! Ama bu iç içe dünyanın bir sonu olmalı değil mi? Bak arkadaşım, okulda sürekli hemde kesintisiz bir şekilde maddi şeyleri anlatırlar, anlatsınlar bir şey demiyorum, ama öyle bir anlatıyorlar ki çocuk materyalist olup çıkıyor! Sanki sadece bildiklerinden oluşan bir dünya varmışçasına farklı fikirlere direk karşı çıkıyor, öyle bir kalıplaşmış ki beyni! Devam.. Beyler bunun sonu sicimlere varıyor... Peki nedir sicimler? İlk bir fotoğraf göstereyim ki bir fikir edin...


https://www.iusb.edu/currents/wp-content/uploads/2012/07/StringTheory_shutterstock_24627319.jpg
Evett.. Sicim daire şeklinde olan yay biçimindeki dalgalara deniyor. Ve bu sicimler dalga boyutundadırlar. Her bir dalga farklı özelliklere sahiptir. Özellikleri ise büyüklüğü, frekansı ve  kalınlığı gibi. Bu dalgalar, birleşerek, kesişerek farklı farklı maddeler oluştururlar. Yani, Dalga boyutunda dalgalar kesişiyor ve maddenin -örneğin- elektronu'nu meydana getiriyorlar. Mesela, üstteki sicim, bir nötron oluşturuyor olabilir. Bu sicim dediklerimiz, aslında enerjinin saf halidir! Sicimin, dediğimiz özelliklerine göre bu enerjinin, akımı, hızı, şiddeti, türü vsvs. değişir. Yani, Aslında Einstein abinin de dediği gibi, HER ŞEY ENERJİDİR! Diğer boyutlarda da bu böyledir! Bir kez daha Allah (C.C) ilmine hayret ediyor ve yarattıklarının mükemmelliği üstünde düşünüyor ve Tefekkür ediyoruz. Muhakkak ki Allah, bu kadar kainatı bizim için, düşünelim ve ibret alalım diye de yarattı. Ayrıca Allah, bir sineği bile boşa yaratmazken, Koskoca EVRENİ, BOŞA YARATMAMIŞTIR. Belki de, daha bizim gibi nice mahluklar, nasiplenirler bu evrenden...
Aslında bu yazıyı biraz uzatacaktım fakat konu dağıldığından bir diğer makalede anlatalım, nasıl beynimizle, bu sicimlere, dolayısıyla da maddeye hükmedebileceğimizi yazacaktım. Bu makaleden sonra MUTLAKA okunması gereken bir yazı, zira bu yazdıklarım ile hem örtüşüyor, hem de bahsettiğim yazıyı okumazsan, düşünce kategorisindeki -örneğin- telekinezi'nin ne mantıkla gerçekleştiğini anlayamazsın.
OKU, ÖĞREN, ANLA, UYGULA, PAYLAŞ!



Saygılarımla, 

Esasolay.blogspot.com





8 Temmuz 2014 Salı

Tavsiye Site

http://dunyavegercekler.com/

http://www.yenidunyaduzeni.net/

http://www.uyandirmaprojesi.net/

http://uyandirici.blogspot.com/

http://belgelerlegercektarih.com/

http://tylerdrdn.blogspot.com.tr/

http://newworldottoman.blogspot.com.tr/

http://ottomanm2d.blogspot.com.tr/

http://michaelsikkofield.blogspot.com.tr/

http://dinivesiyasi.wordpress.com/

http://astral-beden.tr.gg/
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...