29 Kasım 2014 Cumartesi

DİSE - Medya ile Toplum Yönetimi - 1

Selamın aleyküm,

Büyük bir kozdur, dünyayı yönetenler için medya... Kendi tabirimle kitle imha silahları olan bu grup ile, ciddi oyunlar oynayabilir, derin komplolar kurabilirsiniz. Zira medya, size yapmanız gerekeni söyler, bilmeniz gerekenden haber verir. Bu sebeple değil midir medyanın istediğini sorgulamamızın gerektiği... Toplum mühendisliğinin bir aracı olan, sürülerin amaçlarının, bildiklerinin, bileceklerinin ve hayatlarının ne olduğunu belirleyen bir silah, sizce "nükleer" bir nitelik taşımaz mıdır? Hmm, 1995 illuminati kartlarında da geçiyor muydu yoksa?

Hmm acaba bunu niye buraya koydu ki la? Medya mı bu ne?
Yakın tarihimize de göz geçirsek, medya denilen araçların ne kadar etkili olduğunu insanlar üzerinde, görmemek mümkün değildir. Başta medyanın etkisini gösterdiği en eski zamana gidebilmek için, etkili medya ne ile ne zaman başladı, ona bakalım. Hmmm, ne olabilir acaba? İnternetten önce televizyon ve daha önce de radyo, en öncesinde ise gazete olduğunu varsayarsak medya, matbaa ile başlamıştır, öyle değil mi? Zira matbaa ile eskisinden çok daha fazla kişilere de bilgi aktarılabildi. El yazması kitapların çok az kişide olduğunu var olduğunu ve bunun sebebi olarak ta çok az sayıda kimsenin uzun vakitlerde yazı kaleme aldıklarını da göz önünde bulundurduğumuz zaman ciddî mânada bir farkı, matbaanın getirdiğini söyleyebiliriz. Daha kısa süre, daha fazla bilgi ve DAHA ÇOK İNSANa ulaşıldı. Bu büyük gelişmede medya kendisini oluşturup büyütmeye, ve insan üzerinde olan etkisini hatta psikolojik baskısını günden güne daha fazla arttırdı. Öyle bir hal aldı ki, insanlar, normalde olduklarından uzaklaşmasalardı, daha fazla zarar görüp, neredeyse yok olacaklardı. Şundan bahsediyorum örneğin o matbaalardan çıkan bilgileri insanlar olması gerektiği gibi yapıp, matbaadan basılan nesneye aktarılan bilgileri oluşturan adamlara güvenipte okudukları şey herneyse onu kabul etselerdi bu sefer bu matbaanın gidişatını belirleyen kimselerin eline düşmüş olmaz mıydı? Bilgiler, düşünceleri oluşturur, düşünceler mukayese edilerek ve yine doğru olduğu BİLİNEN doğrulara göre doğru kabul edilen bilgilere göre tartıldıktan sonra ancak bir insan karar verebilir, ve bu karar o kadar önemlidir ki, senin zihniyetini, kişiliğini, davranışlarını, yapacaklarını, tarafını belirler. Öyleyse yanlış bilgi, eşit kollu kıyaslama terazisindeki kütlesi yanlış bir nesne gibidir. İşin içine sıçar kısacası yanlış bilgi.. Neyse, sonuçta bu yanlış bilgiler, zihinlerdeki algıyı da değiştiriyor, algı ile olaya bir bakış açısı kattığımız haberleri de manipüle ediyor. Çok sakat. İlk gazete ne zaman çıktı bilmiyorum, bakmayacağım da internetten, çok fazla hayattan sıkılmış düzen tarafından hayat için bir yaşama isteğim bırakılmadığından dolayı merakım da kalmadı.
Ama tahminlerimce matbaaların günlük basılabileceği kadar ucuz, hızlı, içindeki bilgileri kısa vakitlerde yazacak birden fazla yazarın olduğu, sayfaları dolduracak kadar kıyamet alameti şeklinde bir sürü haber ve olay, ve bu olayları yorumlama yeteneğine ve niteliğine sahip kimselerin yeterince sayıda olduğu zaman ancak gazete basılmaya uygun ortam ve ihtiyaç bulunabilmiştir diye düşünüyorum.
Bunları da geçelim şimdi, yine bu konuda pek fazla teknik bilgiye sahip olmadığımdan size tarihi olaylar gösterip, bunların gazetelere yansımasını belgelerle gösteremiyorum, ve yine bazı gastelerin, sahiplerinden kaynaklanan, kendileriyle gerek bilgi gerek tarih çelişkilerini de veremiyorum, kusura bakmayın canlar ama ne yapalım olay bu, hiç olmazsa iki lakırtı etmiş oluyoruz değil mi? Belki ileride.. Ama neden bu konuda bir yazı yazıyorum onunda bilincine sahip değilim. Mana yazısında kendimden yeterince bahsetmiştim zaten, okusanız anlarsınız belki. Ama durun durun, hiç olmazsa iki örnek verelim bu kadar da olmaz di mi? Örneğin, Adnan Menderes zamanındaki gazetelerin manşetlerini inceleyebiliriz. Veya daha sonra gezi parkını, darbeleri, tabi yine yabancı basına girmemek şartıyla.. O zaman beni seneye 2. yazıyla bekleyin derim. Şimdi belki yazı yarım kaldı ama, olsun tamamlayacağım inşaallah, bu arada şu başlıkdaki dise'nin açılımı Dİplerde Seyehat Ederken' sadece edindiğim gözlemleri söyler, araştırmada bulunmaz ve yazı üslubuna dikkat etmem bu yazılarda.. Sıkıntılıyım.

Saygılarımla,

Esasolay.blogspot.com
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...