20 Şubat 2019 Çarşamba

Ölüm ve Yaşam


Bir önceki yazımızda öncelikler hakkında konuşmuştuk ve biz insanların birinci önceliğinin yaşamak olduğunu söylemiştik.Maddelerin de sürekliliğe önem verdiklerini  söyleyebiliriz , atomlar kararlı yapıda olmayı isterler.
Neyse konumuza dönelim.
Vücudumuz bahsettiğim önceliğinden ötürü iki şeyi önemli buluyor dostlarım.
Hafızamıza iki şey kazınır:
Ölüm ve Yaşam.
Bundan başka şeyler bizim için değerli değildir. Bütün değerlerimizi bu iki olguya göre temellendirilir.
Yaşamak,Var olmanın devamı,alınan hazların devamı.
Ölüm ise bunun bitmesidir.Ölümün en çok üzmesinin sebebi var oluşumuzu yok edeceği düşüncesidir.
Bilinç insanı bu noktada diğer canlılardan ayıran noktalardan biridir .

İnsan, doğduğunu ve bir gün öleceğini bilen tek canlıdır .Maddenin sonsuz yaşama isteğinde olduğunu söylemiştik.Evrenin sonsuzluğuna rağmen insan sonsuza kadar yaşayamayacağını bildiği için bu kısır elindeki az zamanla anlam arayışına girer.Elindeki kısır kaynakla sonsuz yaşam ihtiyacını karşılamak adına daha büyük bir ticaret yapma girişimi ister.Elindeki bir zamana karşılık 5 zamanlık 15 zamanlık bir şey satın almak ister.Din ihtiyacı buradan ortaya çıkar.

Biliyoruz ki evren sonsuza dek yaşamayacak.
İhtiyaçlarımızın sonucu olarak gelen dine inanıp inanmamak sizin özgürlüğünüze kalmış.

Ölüm. Var olan,güzel olan , hareket eden her şeyin bizim için sona ulaşması.
Yaşam.Var olan her şeyin bizim için var olması.Yeni bir şeyler öğrenmeye çalışıyorsak,çevremize uyum ve adapte olma çabamızdan dolayıdır..Yeni edineceğimiz bilgiler çevremize adapte olmamızı kolaylaştıracaktır.Bu da yaşama şansımızı artıracaktır.*

Bilgimiz arttıkça çevremizdeki insanlarla daha iyi ilişkiler ,bağlantı kurma şansımız artar.Bu yaşama şansı demektir.
Kuramamak bunun tam tersi ölümdür.
Doğum,Tanrı’yı arama,anne babayı sevme ve saygı gösterme hepsi yaşamayla bağdaştırılabilir.
Bizi yaşattığından ötürü Tanrı’yı severiz ve onu ararız. Onu bulmaya çalışırız.
Anne babamız bizi beslediği ve baktığı için de öyle.
Baba olanların duygu ve davranış durumu değişmesi hepsi öyle.
Şeytana tapan sapıklar dahi kendilerini ve zenginliklerini şeytana borçlu olduklarını düşündükleri için ona minnet duyuyorlar.
Cinsellik,aşk ,hız,heyecan hepsi yaşatmaya yöneliktir.
Korku,otorite,ise ölüme yönelik.
Otorite bir topluluğun uyum ve daha yüksek çalışma verimliliği için oluşturulması gerekilen bir öğedir.
Fakat günümüzde  bu ikinci seçeneğin gerçekleştirildiğini göremiyoruz.
Otoriteler korku oluşturur.En basitinden okuldan atılmaktan veya kanunlardan korkarız.
Otoriteler,bizim hayatımızı mahvedecek güçte oldukları için korkutur,bir yandan da yaşamamıza izin verdikleri için insanların içinde huşu ve şükran duygusu oluşturur.
Weber ‘e göre insanlar yetkisinin meşru olmadığı düşündükleri kişilere itaat etmeyeceklerini söylüyor.
Bu yargıya göre insanların neden kahraman oluşturma veya Kut inancı gibi bir inanç oluşturdukları, Yüzyılın imamı olduklarını söyleyenler, Cumhurbaşkanımız peygamberdir lafları ve bu kitaplar Allah tarafından yazıldı gibi asılsız lafların hepsinin otorite kurma çabası olduğunu görüyoruz.
Gaetano Mosca 1939 yılında şu sözleri söylemiştir.
İnsanın toplumsal doğasında  yalnızca maddi veya düşünsel bir güç temelinde değil, aynı zamanda,ahlak ilkesi temelinde yönetilme ve yönetildiğini bilme ihtiyacının sonunda siyasal formüller ortaya atılmıştır,der(The Ruling Class)
Otoritenin hatalarımızı meşrulaştırma gibi bir aldatma ve gücü olduğundan dolayı toplumumuzda kendi istekleri doğrultusunda kendilerini yönetir.
Okuldaki herhangi bir sınıfta okuduğumuzda ,sınıftaki çoğunluğunun bir kişi etrafında döndüğünü görürürüz,günah işlemek isteyen çoğunluk kendine lider seçer .Öyle bir lider ki işlediği  günahlarını meşrulaştırabilsin. Bu yönteme başvurur.Ki yedikleri boklar sonucunda “Biz sadece emirleri yerine getirdik.Biz masumuz,biz bir şey bilmiyoruz,bir şeyden haberimiz yoktu. ” diyebilmek için.

İnsan kendi davranışlarını kontrol etmeyi bıraktığı andan itibaren itaat etme konumuna geçer. Kuran ın mucizelerinden biri bu yenik düşmeyi engellemek adına durmadan nefsimizle savaşmayı ve her an Allah’ın gözlediğini düşünüp tetikte olmamızı emreder.Bu bizi toplumda lider konuma getirir.
Otoriteyi anlamak için mutlaka şu videoyu izleyiniz  ve paylaştığım yazıyı mutlaka okuyunuz.

Devamı gelecektir.



*Dünyayı yöneten aileler ve insanların giz içinde olmasının sebebi yok edilme korkularındandır.Dünyayı fakirlik ve zorbalık kılıflarına soktuklarından ötürü bunun suçlusunu arayan ve bu heriflerden nefret eden büyük bir çoğunluk vardır.Eğer ifşa olunursa bu grupları ortadan kaldırıp zorba sistemden kurtulunabileceğimiz için kendilerini saklamaktadırlar.Medyaya sunulan birkaç aile vardır fakat bu iş bukadar basit değildir.
Günümüzde zalimler tarafından baskı giderek artırılmaktadır.Gün geçtikçe güç hırsıyla yaşayan insanlar alt tabaka insanlara özgürlüklerini,paralarını ve yaşamlarını teslim etmeleri için daha çok baskı yapmaktadır.Bazen bu zalimlerin baskıları bizi sıkmaktadır.Bazen çevrenin baskısı bizi ölümü istetir.Büyük insanlar da ölümü dilemişlerdir yaşlandıkça…Hz Ömer ,Hz Ali, tarihe geçen bu büyük insanlar çevre baskılarından ötürü bu duyguyu hissetmişlerdir…Çevrenin zorlayıcı baskısına karşı bizim statükomuzu korumaya çalışan bedenimiz(köleliğe karşı gelmemiz.)bizi bazen ölüm isteği doğurur.
Çocukluğumuzu özleriz masum taraflarımızı.Mutlu olduğumuz zamanları özleriz çünkü ozamanlar ailemizin altında bize baskı yoktu ve sorumluluklarımız yoktu.İlerlemeyi istemiyoruz çünkü hayat gösterdi ki ilerleme bize acı ve sorumluluktan başka bir şey yüklemedi.Bu yüzden hep geri dönmek istedik.Belki memleketimize belki ailemize belki geçmişe…Belkide bu hisleri sadece manevi olarak hissetmiyoruzdur.Belkide ölüm,topraktan gelen vücudumuzun bir eskiye dönüş yoludur. Belki de atomlarımızın, kendi benliğimizi öldürerek toprağa dönüşme isteği,yeni şartlar altında yeni bir canlı oluşturma isteğidir.Şartlar gereği yaşayamayıp aynı genlerde sporlar bırakan bitkiler gibi.Belkide sadece can sıkıntısıdır.

Öncelik Hayatı Etkiler

 Yapay zeka gün geçtikçe hızla ilerliyor.

Bizde Yapay bir beyin ürettiğimizi hayal edelim.Bu üreteceğimiz yapay beyini de bir robotun içine koyacak olalım.

Öğrenebilme kabiliyeti olan bu yapay beynimize - ki bu henüz hiçbir şey öğrenmemiş-hiçbir sinaps bağlantısı kurmamış robotumuzun yazılımının ve önceliklerinin saklandığı bir çatı olsun.
Robotun çatısında robotun önceliğini asal sayıların sırrını bulma olarak belirlesek ve doğaya salsak,robot yaşamı boyunca zihnini asal sayıların bulunmasına adayacaktır.Amacını böyle belirlediğimizden dolayı bu normal karşılanacaktır.Fakat bir sorun var ki öncelikleri arasında hayatta kalmayı belirtmezsek -ki belirtmedik-  robot hayatta kalma güdüsü gütmeyecektir, yaşamak bu robot için önemli bir şey değildir.Aslanlarla da karşılaşsa uçurumdan da düşse hayatta kalmaya çalışmak gibi bir amacı olamayacaktır.Çünkü bu robot yeni öğreneceği her şeyi ,gelecekte kendine öğrettiği ve öğreteceği her şey bu ilk belirlenen önceliğe,öncelikler listesine göre olacaktır.Bizim de yeni öğrendiğimiz şeyler ve çizdiğimiz yollar biraz genlerimize ve dürtülerimize bakıyor.Biz sadece tek bir öncelik belirlediğimizden dolayı askerler gibi yaşayacaktır bu robotumuz.


Bu verdiğim örnek, önceliğin insan hayatındaki etkisini biraz da olsa anlatabilmek için.
Bizim çatımızı oluşturan genler de biyolojik bir önceliğin sonucudur: Hayatta kalmak.
Barınma,beslenme ,giyinme,cinsellik,aşk,gelecek kaygısı gibi unsurları biyolojik varoluşumuz öncelik verir ve güdülerle bize dayatır.Biz bunu sorgulamayız!
Otoriteler ,bize ekmek kapısı sağladığından dolayı biyolojik varoluşumuz boyun eğer ve teslim oluruz.Otoriterin iyi veya kötü olduğunu sorgulamaz,doğru olduklarına inanırız.
Toplumların büyük bir çoğunluğu biyolojik önceliklere önem verdiğinden dolayı toplumların geneli kötü ve yıkık haldedir.
Liderleri toplumlardan ayıran biyolojik önceliklerini,nefislerini yenip aklı kullanabilmeleridir.
Bilim de bile ilk matematiği ve fiziği öğreniriz.
Amaçlarımızı önceliklerimize göre belirleriz.
Önceliklerimiz yazılımlardaki datalar gibidir.
Doğru ve yanlışı önceliklerimize göre belirleriz.Eğer önceliğimiz hayattan zevk almaksa ,eğlenceli olan ve bize zevk veren şeyler bize hoş ve güzel görünecektir.Bunu da biz vicdanımızı susturmak adına doğru olarak kabul edeceğiz.

Öncelik ilktir!Diğer her şey sonradandır.

Hayatta gittiğimiz yol,seçtiğimiz seçenekler , aldığımız kararlar ve amaçlarımızın hepsi önceliklere göre belirlenir.

Öncelikler  her hangi bir konunun temelini oluşturduğu gibi,hayatın temelini de oluşturur.

Biz iyiliği ve kötülüğü şuana kadar vicdanımıza sorarak belirledik.

Dedik ki vicdanımıza doğru gelen şey iyidir,yanlış gelen şey kötüdür.

Kötü olan bir şeyi iyi olduğunu söyleyen insana fıtratı bozulmuş veya vicdanı bozulmuş dedik.
Derin düşününce iyilik ve kötülüğün de önceliklerle açıklaması vardır.
İyilik dediğimiz olay,başka bir varlığın önceliğini veya öncelik listesinden bir maddeyi karşılamaktır.
Bir insanın karnını doyurduğumuz zaman iyilik yaptığımızı söylüyoruz.
Yaşamaya devam etmek  bizim genlerimize işlenmiş ilk önceliğimiz olduğundan dolayı bir insanın yaşamaya ihtiyaç duyduğu açlığı gidermek iyilik olarak göründü.
O insanın o anki önceliği açlığını gidermekti.*
Buradan yola çıkarak vicdan dediğimiz olgunun hayatın belirlediği önceliklere göre oluştuğunu söyleyebiliriz.
Biz o önceliği giderdiğimiz için iyilik yapmış oluyoruz.**
Eğer nitrojen içmenin enerji kaynağı olduğu bir dünyada yaşıyor olsaydık nitrojen ihtiyacını karşılamak iyilik yapmak olurdu misal.Ve biz birine nitrojen verdiğimizden dolayı vicdan azabı çekmezdik.
Hayatın önceliğini de şu güzel eski türk öğretisi açıklıyor:
“Doğada hiçbir şey kendisi için yaşamaz..
Nehirler kendi suyunu içemez..
Ağaçlar kendi meyvelerini yiyemez..
Güneş kendisi için ısıtmaz..
Ay kendisi için parlamaz..
Çiçekler kendileri için kokmaz.
Toprak kendisi için doğurmaz..
Rüzgar kendisi için esmez..
Bulutlar kendi yağmurlarından ıslanmaz..”
Doğanın anayasasında ilk madde şudur..
Herşey birbiri için yaşar..
Birbiri için yaşamak, doğanın kanunudur..
Gerçekten düşünüldüğünde hayatta var olan kanun budur.Başka biri için yaşamak,başkaları için yaşamak…Hayatın kanunu budur.
Buradan yola çıkarak;
Kötülük de hayattaki önceliğini kendi çıkarları yapmış ve bu amacı güden insanlar olarak belirliyoruz.
Başarılı insanla başarısız insanı,geleceği aydın olan insanla karanlık insanın arasındaki fark önceliklerdendir.
Amaçlarımızı dahi belirleyen öncelikleri ise,sadece insanlara özgü olan irade belirleyebilir.
Bizi diğer canlılardan ayıran özelliğimiz önceliklerimizi belirleyebiliyor olmamızdır.
Kaderimizi,irademizle belirlediğimiz önceliklerimizle çiziyoruz.

*
İnsanlara,doğaya iyilik yaptığımızda mutlu olmamızın sebebi genlerimize yerleştirilmiş olan türümüzün yaşamının devamını gerçekleştirebilecek sistemi koruduğumuzdan ötürüdür.
Bazı insanların iktidar veya güç için çevresine zarar ve kötülük yaparak mutlu olmasının sebebi
kendi benliğini yaşatabilmeyi başardığını zannetmesindendir. Doğaya karşı daha da güçlü hale gelip yenilmemeye  çalışmalarından ötürüdür.Fakat doğa bir süre sonra onu durduracaktır.

**
İyiliğin yanında önceliğimiz Allah’tır deyip toplumu kandıran kesimde var.
Peygamberin ve Allah’ın öncelikleri bencil nefsimizin önceliklerinden önce gelir,bu doğrudur.
Nefsinin cimriliğinden sakınan kurtuluşa ermiştir ayeti de var.
Fakat hırsızlık yapan,insanların bilgisizliğini kullanan lider geçinen kısımlar.Halktan önceliklerinizden vazgeçin,bize yardım ve yatırım yapın ,biz Allah’ın sevgili kullarıyız,onu temsil ediyoruz,onun hükümlerini gerçekleştiriyoruz adı altında kendi nefsi önceliklerini dayatmaktadırlar.
Yüzyıllardan beri din ile kandırılan toplumlar bu önceliklerinin kötü emeller elinde kullanılarak köleleştirildi ve fakirleştirildi,günümüz Türkiyesinde ve İslam dünyasında olduğu gibi.
Bu olayı gören Avrupa-dinin büyük çoğunluğunun dinle alakası olmayan kötü emelliler tarafından kontrol edildiğini-toplumca önceliklerini değiştirerek din yerine bilimi öncelik haline getirmiş ve 500 yılı aşkın güçlü devletler kurmuşlardır.Bu olaylar gerçekleştirilmesi gerekilen gerek şahsi gerek toplumsal devrimlerde önceliğin önemini,gücünü gösteriyor.Bizlerin de kendimizi değiştirebilmemiz için,yeni güzel ve güçlü bir hayata başlayabilmemiz için her birimiz bir fert olarak önceliklerimizi doğru belirlemeyi öğrenmemiz gerekiyor.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...